Gece gözlerimizi gökyüzüne diktiğimizde evrenin sonsuz karanlığı bizi âdeta içine çekiyor gibi değil mi?
Dünyamız parıl parıl ışıkla doluyken uzay için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Sahi ya neden uzayda hiç ışık yok?
Karanlığın sebebi, ışığın yokluğuyla alakalı değil!
Fizik ve astronomi çevrelerinde Olbers paradoksu olarak bilinen bu çelişkinin, uzay-zaman genişlemesi teorisi ile açıklanabilir.
Evrenimiz ışık hızından daha hızlı genişlediği için uzak galaksilerden gelen ışık; gerilip kızılötesi dalgalara, mikrodalgalara ve radyo dalgalarına dönüşebilir, bu da insan gözleri tarafından tespit edilemez. Tespit edilemediği için çıplak gözle karanlık görünür.
Yıldızlar, insan gözüyle görünmeyen ultraviyole veya kızılötesi gibi tüm renklerde ışık yayar.
Uzmanlara göre bunun sebebi; Büyük Patlama’dan kalan ve protonlar/elektronlar tarafından saçılan kozmik mikrodalga arka plan ışık enerjisinin, hâlâ tüm uzayı doldurması olduğunu söylüyor.
Bir diğer sebep ise uzayın neredeyse mükemmel bir vakum olması. Dünya’nın gökyüzünün mavi olmasının sebebi; atmosferi oluşturan moleküllerin, güneşten gelen görülebilir ışığın mavi ve mor dalga boylarını her yöne, yani gözlerimize de yaymasıdır.
Ancak madde yokluğunda, ışık kaynağından alıcıya düz bir çizgide ilerler. Uzay neredeyse mükemmel bir vakum olduğundan, yıldızlar ve gezegenler arasındaki ışığı gözlerimize yansıtacak neredeyse hiçbir parçacık yoktur. Yani bu yüzden siyah görüyoruz diyebiliriz.
Uzay, sandığınız kadar karanlık değil.
2021 yılında The Astrophysical Journal’da yayımlanan bir çalışma, uzayın bilim insanlarının düşündüğünden daha az siyah olabileceğini ortaya çıkarttı.
Araştırma ekibi, uzay aracının çektiği görüntüleri inceledi ve bilinen yıldızlardan, Samanyolu’ndan ve olası galaksilerden gelen tüm ışığı çıkardı. Sonuç olarak evrenin arka plan ışığının tahmin edilenden iki kat daha parlak olduğunu buldular.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: